Bir yılı aşkın spekulasyonlarını dinlediğimiz filmin modasının durulmasını bekledim.Çünkü gerçekten duymaktan çok sıkılmıştım.
Şimdi, Genç,yakışıklı ve zengin Bay Grey,kendisiyle röportaj yapmaya gelen öğrenci Ana’yı görür görmez onunla birlikte olmayı kafasına koyuyor.Bu acımasız ve duygusuz adamın dünyasına girmeye çalışan masum İngiliz Edebiyatı “saflık timsali” Ana…Durun bir dakika!
Christian Grey’e biri duygusuz mu dedi!!!
İlk kitabı okuduysanız,bu küçük kızı kandırmak için dişlerini saklayan kurdu unutun…Grey’in karanlık geçmişi onu ruhsuz birine çevirmişti.Bu adam tam anlamıyla iflah olmaz bir romantik…Çok aşık,daha ilk geceden kızla uyumalar,ben çok sertim ayakları yaparken,kızı şevkatten mest etmeler Sürekli sözleşmeden dem vurup, sonra hep aynı haltı yemeler falan… izleyince zaten diyorsunuz ki bu Christian başka.
Christian Grey karakterinin perdeye yansımış bu tutarsızlığı beni açıkçası sıktı.Hep bir istemiyorum yan cebime koy bütün romantikliğini Ana,şeklinde dolaşıyor 🙂
Ama bu aynı zamanda komik de! Hani böylesi kurguya ev sahipliği yapmış bir filmde de gülmek hoş.
Söylemeden geçemeyeceğim,filmin en komik ve kötü sahnesi de
Anastacia ise ne saf ne saf! Ama o saflığı çok mu çabuk kenara koyabiliyor ne! Bu saflık kızımızın silahı!
Evet hikaye başka bir tarafa doğru yol almış.
Christian’ın bu derece romantik bir çizgiyle servis edilmesi akla bir kaç şey getiriyor:
1-Bu Christian’ın tutacağı çok belli,herkes sevsin onu.Her kadın aşık olsun! (kitaptakinin de böyle bir problemi yok bence zaten )
2-Sırf Christian değil,genel konu da soft ilerliyor.Neden çünkü kadınların koyulduğu yer itibariyle “dominant” bir duruş sergilemek hiç doğru değil.Ortadan gidelim en iyisi.
3-Biz gişe başarısı istiyoruz,çok da sanatsal şeyler yapmaya gerek yok.
Filmin finali ise “bu ne yaa” dedirtir cinsten,Bu mudur, Christian’ın itaatkar’ına verdiği en büyük ceza! çok vasat gerçekten! Zaten Christian’ın bahsettiği sözleşmesinde en ince ayrıntılarını yazdığı sex deneyimlerinin yer aldığı sahneler de erotik soslu romantik sahnelerden öteye gitmiyor zaten.
Ama hep böyle popüler kültür ürünü kitap serilerinin filmlerinden harikalar beklemiyoruz.Edebi değeri sürekli tartışılırken,milyonlarca satan seriler bunlar.Yani boşverin edebiyatı,insanlar bunu okumak istiyor.Bu durumda tabi ki bu filmler de tutacak,..Bütün seriyi izleyeceğiz.Bekleyeceğiz…
Akıl Oyunları: Nedense bu seri bana Twilight’i çağrıştırıyor.Pardon sırf bana değil değil mi?
Neyse ki Jamie Dornan,Pattinson’dan fersah fersah ötede…
Dakota Johnson zaten hayata herkesten 1 sayı önde başlamış 🙂 Babası Don Jahnson,annesi Melanie Griffith
Bu çift vampirleri döver! Dağılın arkadaşlar !