New York’ta Beş Minare

New York’ta beş minare! Evet gerçekten ilgi çekici bir film adı.Eminim ki bu ismi merak edenlerin sayısı da hiç az degil.E tabi filmi izleyince filmde çokça bahsi geçen,memleket hasreti ile hayalleri süsleyen Bitlis ile,yörenin meşhur türküsü “Bitlis’te beş minare” ye gönderme yapılmış olduğunu anlıyoruz.Peki Bitlis bu filmin içine niye girmiş onu bilmiyoruz.Kendi adıma tahmin yürütüyorum,sırf bu gönderme için Bitlis bu hikayede yer alıyor.Yani bu filmin bazı bölümleri Bitlisle değil de Muş ile bağlantılı olsaydı filmin adı  “Burası Newyorktur yolu yokuştur” olabilirdi.Yani bütün teknik detayları,ince işleri,karanlık bağlantıları,hücre evlerini geçtim,bu hikayede Bitlis olmasa böyle iddialı bir isim olmazdı.

Fragmanı üniversitede derslerde fragman işte böyle olur diye izletilen,Yönetmeninin basını reddedip özel bir gösterimle,çokça büyük lafla vizyone giren by Mahsun Kırmızıgül imzalı Newyork’ta beş minare izleyici sayısı olarak rekora doğru gidiyor şu aralar.

Türküydü,Arabeskti derken,okullu arabeskçi tartışmalarıyla ortalığı alevlendiren,bana hatırımdaki ilk  halini soracak olursanız:Seda Sayan’ın sevgilisi olarak tanıdığım Mahsun kırmızıgül,Beyaz Melek  filmi ile ilk yönetmenlik denemesi ile başarılı olacak bu adam fısıltıları ile karşılandı.Dopdolu bir dram olan Beyaz Melek,güçlü oyuncu kadrosu ile evet,Mahsun için başarılı bir başlangıçtı.Güneşi Gördüm ise Türkiye’den Oscar aday adayı olmuş bir film.Çok başarılı bir PR çalışması olan,afişinden,müziklerine,oyuncularından,çekimlerine emek harcanmış bir filmdi.Çok eleştirildi,beğenildi,hiç sevilmedi,dram üzerine dram yüklü,birden çok konuyu harmanlamaya çalışmış,böylece ucundan kıyısından herseye yaklaşan ama etliye sütlüye karışmayan dramoğlu dramdı.

Bir sene önceden başladı Newyork’ta beş minare’nin reklam çalışmaları.Mahsun’un yabancı oyuncularla Newyork’tan Bitlis’e kadar uzanan derin filmini konuşmaya başladı çevreler.Her zamanki gibi çok yazılan çizilen şeyler beni ittiği için gecikmeli izledim,gecikmeli yazıyorum.

Evet açılış sahnesi görsel açıdan çok başarılıydı.Filmin en iyi performansı kimindi derseniz,filmde havada kalan tarikat ve zikir sahnelerinde göz dolduran Ali Sürmeli.Hem sahneler hem de Ali Sürmeli müthişti.Ama ne içindi bu sahneler,böyle oluşumların aslında temiz oldugunu anlatmak için miydi?Kime benziyordu Ali Sürmeli’nin tiplemesi?

Haluk Bilginer zaten iyi bir oyuncu,bir ara ben bile Hacı dan süphelendim,sağ gosterip sol sallayacak diye.
Filmin süpriz ismi Mustafa Sandal için kim ne düşünüyor bilmem.Kötü değil hatta iyi performans.Ama  bu kadar yabancı yerli iddialı oyuncuyu bir araya getirmişken,neden basrolde Mustafa Sandal ile riske girilmiş bilmiyorum.Engin Altan Düzyatan’ın başarılı bulunan performansını ben filmde göremedim.Tamam iyi ve yükselen bir oyuncu ama filmin ne kadar önemli noktasında yeni oyunculara paye verirken bir kez daha düşünmek lazım.Ama Deccal gibi bir ayrıntıyı da filme ekleyip klişe ve tanımlayıcı bir replik yaratılmış.

Mahsun’un dağınık zihninin oyunculuğunu da yavaşlattığını düşünüyorum.Ayrıca illa oynamalı mıydı?Onu da düşünüyorum 🙂

Bana sorarsanız,memleket meseleleri,islami teror örgütleri,11 Eylül saldırısı ve saldırıdan sonra Amerikan Halkının müslümanlara tepkisi gibi sosyokültürel bir yığın mevzuyla ilgilenen Kırmızıgül’ün, bu hikayelerin ardına kan davası yüzünden elin adamını Amerika’da enseleyen,bunu kendine iş edinmiş Bitlis’li polis memurunun hikayesini saklaması yemegin tuzunu bir hayli kaçırmış.

Dip düşünce:Her ne olursa olsun New Yorkta 5 Minare’nin Recep İvedik 2 den daha çok izlenmesi Türk sineması adına çok sevindirici bir gelişme.

2 thoughts on “New York’ta Beş Minare

    İnsan olun biraz...

    (22 Aralık 2010 - 19:14)

    New Yorkta 5 Minare , Recep İvedik gibi filmlerin çok izlenmesi saç , Rıza gibi filmlerin izleyici bulamaması Türkiye'nin sinemaya bakışı adına üzücü bir durumdur.
    Recep İvedik ve New Yorkta 5 Minare'nin hiç farkı yoktur birbirlerinden.

    Selin

    (22 Aralık 2010 - 20:19)

    Yukarıda bahsedilen film,sanatsal olamasa da birşeyleri anlatma derdi olan bir filmdir.Fark bence burda.

Yorumlar kapalı.